"Bitki korkutma" tamlamasını daha önce duymuş muydunuz? Ben ta lisedeyken, sanırım biyoloj hocamdı kendisi, 'bitki korkutma' kod adlı geleneksel bir operasyondan bahsetmişti.
Operasyon şu; çiçek olur ağaç olur artık onca çabanıza rağmen çiçek/meyve/ekin vermeyen ne bitkiniz varsa ona bir tiyatro oynuyorsunuz.
Elma ağaçları bu sene az meyve veren çiftçi hanım ve bey ağacın yanına gidiyorlar, beyin elinde bir balta var "Artık meyve vermiyorsun işin bitti senin kesicem seni!" diyerek baltayı hafifçe dokunduruyor - tiyatronun gerçekçi olması önemli - , eşi de "Yapma bey bu sene olmadı ama seneye daha çok meyve verir" diyerek kocasını ağacı kesmemeye ikna etmeye çalışıyor. Ağaç iyice bir korkutulduktan sonra seneye de kendisine bir şans verilmek üzere yalnız bırakılınca ağaç güzelce düşünmüş olacak ki seneye gerçekten de daha çok meyve veriyor.
Bu bana hocamın anlattığı hikaye. Arkadaşlarından birinin saksıyı "Çiçek açmazsan atarım ha!" diye balkondan sarkıttığı bir hikayesi daha vardı ama yaşı küçük ziyaretçilerim için o hikayeye girmek istemiyorum, korku katsayısı fazla.
Korkutma işleminin insan örneklerini bol bol görüyoruz zaten, ama bitki ufkumu açtı gerçekten :D Bunun serisi getirilebilir hatta. İnsanın aklına "Korkutarak başka neleri çözebilirim?" sorusu da gelmiyor değil.
Bunu yazmak da zaten benim aklıma yemek hazırlığı yaparken geldi, "(Buzluktan çıkardığım) Bu tavuğu korkutsam daha çabuk çözülür mü?".
Başlığa da bu şekil bağlarım işte.
Read more...
